Впишите название книги, которая вам понравилась,
и выберите наиболее похожую на нее.
Книги, похожие на «Inglath Cooper, John Riley's Girl»
New York Times and USA TODAY bestselling author Kristan Higgins is back with a hilarious and heartwarming new story about a rich girl who discovers that a little hard work may be just the thing she needs….After her father loses the family fortune in an insider trading scheme, single mom Parker Welles is faced with some hard decisions. First order of business: go to Gideon's Cove, Maine, to sell the only thing she now owns—a decrepit house in need of some serious flipping. When her father’s wingman, James Cahill, asks to go with her, she's not thrilled…even if he is fairly gorgeous and knows his way around a toolbox.Having to fend for herself financially for the first time in her life, Parker signs on as a florist’s assistant and starts to find out who she really is. Maybe James isn't the glib lawyer she always thought he was. And maybe the house isn't the only thing that needs a little TLC….“Higgins will charm readers once again with love and laughs.” – Booklist on My One and Only
To avoid disappointment, please note this book was previously published under the title THE GALLOWS BIRD. Swedish crime sensation and No. 1 international bestseller, Camilla Lackberg’s fourth psychological thriller – for fans of Stieg Larsson and Jo Nesbo.A local woman is killed in a tragic car crash. It’s a strange accident – the victim’s blood contains high alcohol levels, but she rarely drank a drop. The case marks the end of a quiet winter for Detective Patrik Hedstrom.Meanwhile, a reality TV show begins shooting in the town, and as cameras shadow the stars’ every move, tempers start to flare. When a drunken party ends with an unpopular contestant’s murder, all eyes turn to the cast and crew – could there be a murderer among them?The ratings spike as the country tunes in to a real life murder mystery. Under the unforgiving media spotlight, Patrik tackles his toughest investigation yet…
“ ‘Mrs. Dalloway’ ve keşfettiklerim üzerine pek çok şey söylemeliyim aslında: Karakterlerimin arkasındaki güzel mağaraları nasıl kazdığımı; bunun tam da benim aradığım şeyi sağladığını düşünüyorum: insanlık, mizah ve derinlik. Asıl amaç mağaraların birleşmesi ve her birinin, yaşanılan o anın içinde gün yüzüne çıkması.” Bu sözleri söylüyor kendi romanı için Virginia Woolf. Roman kahramanı Clarissa Dalloway, akşam vereceği partinin hazırlıkları ile uğraşırken yalnızca onun düşünsel serüvenine değil, rüzgârının değdiği herkesin iç dünyasına tanık oluyoruz. Tek bir günün içinde hem geçmişi hem geleceği hem de içinde bulunduğu anı anlatıyor kitabında yazar. Pek çok kişinin zihninde gezip pek çok düşünce arasında gidip gelirken bir olay örgüsünden ziyade, karakterlerin iç dünyalarıyla, nasıl duyup nasıl düşündükleriyle ilgilenen Woolf, insan ruhundaki çatışmaları, gelgitleri önemseyip zihinler arasında bir bilinç akışı köprüsü kurarak bize aktarıyor söylemek istediklerini: yaşam ve ölüm, akıl ve delilik… «Bir keresinde Serpentine’a bir şilin atmıştı, bir daha da hiçbir şey atmamıştı. Oysa genç adam bütün hayatını kaldırıp atıyordu. Onlar yaşamaya devam edeceklerdi (Partiye geri dönmeliydi; salonlar hâlâ kalabalıktı, insanlar gelmeye devam ediyorlardı.). Onlar yaşlanacaktı. Oysa önemli olan bir şey vardı; kendi yaşamında gevezeliğe boğulan, yalanlarla yozlaşan, bozulan, belirsizleşen bir şey… İşte onu koruyabilmişti genç adam. Ölüm, bir başkaldırıydı. Ölüm, iletişim kurmak için verilmiş bir çabaydı, insanlar, nedense kendilerinden kaçan öze ulaşmanın imkânsızlığını hissediyorlardı; yakınlık uzaklaşıyor, büyük sevinçler soluyordu, insan yalnız kalıyordu. Bir kucaklaşma vardı ölümde. Ama şu kendini öldüren genç adam -hazinesi elindeyken mi bırakmıştı kendini aşağıya? Beyazlar içinde aşağı inerken, bir seferinde 'Şimdi ölecek olsaydım eğer, bu benim en mutlu anım olurdu.' demişti Clarissa kendi kendine.» (…) «Ama kurtulmuştu Clarissa. Oysa o genç adam canına kıymıştı. Bir şekilde onun felaketiydi bu, utancıydı. Bu koyu karanlıkta, burada bir adamın, şurada bir kadının dibe battığını ve kaybolduğunu görürken gece elbisesi içinde öylece dikilmek zorunda kalmak da onun cezasıydı. Hile yapmış; çalmıştı aslında. Hiçbir zaman tamamıyla hayran kalınacak biri olmamıştı.»
Понравилось, что мы предложили?